Wednesday 29 February 2012

yeni rota, kuzeye dogru...


1 Mart 2012 - yarin Rio de Janerio'dan Salvadorá ucuyoruz. yaklasik 2 saat surecek. Orada birkacgun kalip hem Lencois bolgesine icerilere girme, hem de Ilheus yakinlarindaki Itacare kasabasina gitme planimiz var. Surf cennetiymis. Bu bolgenin tamamina Bahia deniyor. Bahia icin Brezilya kulturunun dogdugu ve en derinden hissedildigi yer diyorlar. Afrikan etkisi cok buyukmus, kuzeye giderek ekvatora yakinlastigimiz icin de daha da tropik... Bu yolculukla Brezilya icerisinde 1900 km'lik bir mesafeyi Sao Paula'dan kuzeye dogru yapmis olacagim.  Ilha Grande'deki gibi internetsizlik yasamazsak daha cabuk bilgiler vermeyi umuyorum. Lutfen koltuklariniz dik, masalarinizi kapali duruma getirin. Have a nice flight!


Ilha Grande´den Rio ya donerken otoyolda otobus bekliyoruz, ve ben not alip ders calisirken

enstantaneler


Sao Paulo'daki Havanaias terlik dukkani...(JardimPaulista = SaoPaula Nisantasi) Guya kapali bir dukkan , icine bir tropik ada kurmuslar bayildim!!!!


Burdaki kankalar Murat Pazar ve Paxton. Paxton ve sevgilisi Marcela bize Rio'da evlerini actilar allah razi olsun 


Jardim Botanica(Rio) da yurudugun kaldirim taslarina bu renk cicekler yaprak dokuyor, saka mi? gokalp ve ben... Balikligol dedigimiz cafede kahvaltiya giderken..


Unlu kasif VAsco De Gama sanirim( kasifin adini dogru hatirlamiyor ve gayet atiyor da olabilirim) bu Ilha Grande adasi icin "eger cennet diye bir yer varsa, buraya cok yakin olmali" demis...... evet Ilha Grande adasinda 3 gece kaldik. Cennet gercekten burasi. 2 gun tekne turu ile degisik koylarini gezdik.. Guzel yemekler tattik, sahane insanlar tanidik...


Ilha Grande adasinin benim icin cok ozel bir kosesidir, kayitlara gecsin, anilarda kalsin...


 Rio ya lojistik islerimizi halletmek icin geri donduk, the girl from Ipenama is..... lalallalallaaa


Ipanemda bu dalgalarla oynayacgim derken gercekten ama gercekten bogulma tehlikesi gecirdim.bir dalgadan kacarken otekine yakalandim, ustune otekine. Sahildeki insanlar bile halimi gormusler. 1 saatte ancak kendime geldim... Suyla saka olmaz!!!!
AAAAAAAAA - Abajace... Ipanema Plajinda ananas ye ye ye yeeeee

Ilha Grandeden Rio'ya sehirlerarasi yolda otobus bekliyoruz.. ben yine dersimi calisiyorum

Sunday 26 February 2012

Cennet = Ilha Grande

25 Şubat 2012Çok hızlı bir Rio de Janerio geçirdim. Allahtan 2008 te gelmişim de.. Ipanema Beach House kadar tatlı bir hostel daha var mı bilmiyorum. Hem sehrin tam göbeğinde, hem plaja 5 dakika.... İçerdeki çoğu Avrupalılar, süper cool... İlk unisex dormitory tecrübemi de yapmis oldum.. Kısaca bu 48 saatin en güzel highlightları Nina\\\\\\\'nın evinde bbq, plajda içtiğim mate, yediğim kizarmiş peynir Quejo, akşam yemeginde St.Teresa’daki Bar Mineiro’da yediğim siyah fasulye ve etli yemek Feijoda... Gece Lapadaki blokodan sonra Cassa Rossa\\\\\\\'da brezilya ritm enstumanlarının eslik ettiği hard core rock gecemizde unutamayacaklarımdan.... Cassa Rossa bence şehrin Hayal Kahvesi... Daha hayale gitmeyeli nerdeyse 1 hafta mı oldu hahahahaha...... Secasa\\\\\\\'ları shotlayaaa shotlayaaa lalalalallaaaa......Rüya ada İlha Grande\\\\\\\'ye bugün otobüs üzeri feribotla geldik... Hostel rezervasyonu yanlışıkla Mart ayina yapmamiz şahane oldu. Ama daha tatlı bir otelde Alpi, Pazar, ben kalıyoruz. Alpi\\\\\\\'nin portekizcesi hayat kurtariyor, bir yes/no bile diyemezller mi yahu???? Şahane bir ada İlha Grande... Adanın koylarından Lopes Mendes\\\\\\\'e tuttuğumuz tekne ile gittik, merkez Abraao\\\\\\\'ya herhalde 20 dk... Enduro tırmanışla Las Palmas koyuna geçtik. Dalgalar şaka gibi. Aslıcım, okuyorsan Copacabana’daki dalgalarla dans sözümü burda yerine getirmiş oldum. Kizlarin güzelligi, erkeklerin taslığı konusuna girip sinirinizi bozmak istemem....VIVA BRASIL !!!!26 Şubat 2012Bu ada cennetttttt!!!!!!!!!! Bugün tekne turu yaptık bütün gün.. Bilmem kaç koy gezdik, hangisini anlatsam ki!! Fotoğraflar yükleyeceğim bekleyin.. İlha Grande\\\\\\\'de ciddi bir telefon ve internet yokluğu var ( ki bu muthiş birşey) Normalde uzarız burdan belki diyorduk gelirken, şimdi uzattıkça uzatmanın derdindeyiz... ARADIĞINİZ KİŞİYE BİR SÜRE ULAŞILAMIYOOOR !!!!!!

Thursday 23 February 2012

Rio yolları taştan, sen çıkardın beni beni baştan...

23  Şubat 2012 Sao Paulo hakkinda ilk izlenimler:  Havalimaninda beni karşıladıklarindan beri bir güvenlik uyarısıdır ki gidiyor, çantani çok iyi koru, çok para alma, paralarını bölerek değişik yerlere sakla,cep telefonuyla ortada konuşma.... Epey korkutuldum ilk başta yani... Ancak tek başıma paranoyak paranoyak sürekli etrafi kolaçan ederek, durmadan arkamdan biri geliyor mu diye bakarak yürümekten sıkılınca rahatladım ve heryerde olmasa da benim vakit geçirmekten keyif alacağım kısımlarda çok da bir tehlikenin olmadığını gördüm.  4 sene yaşadığım Londra'da bir kez bile tehlikeli bir an yaşamamışken, seneler sonra turist olarak Portobello Market gezerken, çantamdan 60 poundu yürütmüslerdi... O hesap, kalabalik turistik yerde totoyu kollican... Neyse Sao Paola'ya dönelim. 20 milyona yakın bir nufus. Gerçi tanıştıgım SP liler merkezde o kadar insan olmadıgını, ancak çevre bölgelerle o sayiya yaklaşılabileceğini söyledier.. Merkez 11 milyon derler... Bilemicem nedir doğrusu....  Şehri çok ana hatlarıyla Avenue Paulista diye çok büyük ve geniş bir cadde ayiriyor. Caddede dev gökdelenler ve genelde is merkezi olan plazalar çevrelemis. Şehir genelde düz olmasina rağmen bu cadde hafif tepede ve kuzeyle guneyi bir bıçak gibi ayirıyor her açıdan.. Kuzeyi daha fakir ve bakimsız, güneyi tertemiz düzenli ve çok şık... Ben Jardim Europa denen konsolosluklar ve rezidanslarin olduğu genelde yüksek duvarlı bahçelerinin içine gizlenmiş müstakil evlerden oluşan yemyesil bir bölgede kalıyorum. Zaten daha geniş anlamda Jardins diye geçiyor bu şık bölgeler... Jardin Europada sadece evler var, Jardim Paulista ise tam anlamıyla şehrin Nişantası bölgesi. Magazalar, cafe ve restoranlar... Zenginlerin yaşadığı bir bölge olduğunu hemen anlıyorsunuz.... Av.Paulista'nın bu havalı kısmında birkaç saat geçirdikten sonra, kuzeyine geçip bir sokak atlayinca bıçak gibi değişimı hissediyorsunuz. Baixa Augusta denen, eskiden red light district olduğu söylenen bölgede barlar, cafeler var ancak çok daha salaş.. Haftalik Sao Paulo CS Meeting bu bölgede oluyor. Acai Beach Bar'daki toplantıya dün gittim, zaten katılacağımı websitesinden bildirmistim. Yabancilarin isimleri yakalarına yeşil renkte geldikleri ülke ile birlikte yazılıyor. Lokal brezilyalılar içinse siyahla sadece isimleri... Ben sırf turistler doldurur, körler sağırlar birbirini ağırlr diye düşünmüştüm ama yanılmışım... Eşit sayıda turist ve lokal birarada içip muhabbet çok keyifli... Hem Brezilyaliların, hem de çoğu buraya gelene kadar dünyanın birçok yerini görmüş gezginlerin Türkiye'den ve özellikle İstanbul'dan geldiğimi soylediğimdeki tepkilerı inanılmaz... Ya Türkiye'yi görmüş ve aşık olmuşlar, ya da sıradaki hayalleri İstanbul'a gitmek.... Özetle burada Türk olmak çok havalı birsey. Ayni şekilde havalimani pasaport kontrolunde de hicbir sey sormadılar, bir sürü kişiyi sorguya çekereken..... ( havalı birşey de Galatasaraylı olmak, burda futbol muhabetini aç, kırk yıllık kankasın zaten anında ) Bu şehir turiste alışık olmadığı icin sokakta gezerken bilgi almak, sorunuza cevap bulmak çok zor. En ünlü meydanlarindan biri olan Praça Se'de bile tourist info bulamadım, bir harita satın alamadım... Kimse de gerçekten ingilizce konuşmuyorken bu CS Meeting ilaç gibi geldi... İngilizce konuşabilen ayni kafada brezilyali arkadaşlarına herseyi sorabiliyorsun. Just for the sake of that, Istanbulda Beyoglu'nda burnumun dibinde yapılan CS meetinglere gitmeye üşenmistim, dönünce mutlaka vakit buldukça katılacagim... Sao Paula'ya bu ilk ayak basışım daha çok para bozdur, yol yordam ögren, telefon karti al gibi pratik işlerle geçti, daha gezilecek çok yeri, yapilacak çok şeyi var..  Orada iki bavulumdan birini bırakarak, az önce Tiete istasyonundan otobüse bindim. Rio de Janerio'ya istanbuldan kankalarla buluşmaya gidiyorum.... Vücut diliyle biletler alındı, yol bulundu ama az kalsın yanlış otobüse binilerek asıl otobüs kaçırılıyordu ( ki bunu yapmak benim için bir klasiktir, Kadiköyden Beşiktaş'a gittiğimi sanarken kendimi Kınaliada'da bulduğumu beni tanıyanlar çok iyi hatırlarlar, ya da İtalya'da yanlış trene binmekten bir günümü yediğimi heheheh ) 68 reale alinan bu otobusun konforu şaka gibi... Süper!!!! Koltuklar nerdeyse THY comfort class kadar büyük, yatıyor. Koca yastık ve battaniye verdiler.. Olur da ülke içinde gece yolculuğu yaparsam kullanırım (Costa veya 1001 firmalarıyla git dediler ama ben pek menunum firmam Expresso do Sul'dan. Değerli Yolcular, Sao Paulo istikametinden Rio de Janerio şehrine devam etmekte olan yolculuğumuz yaklaşik 6 saat 10 dakika sürecek, sanirsam hiç de mola verılmeyecektir... Hayırlı yolculuklar dilerizzzzz... ( yarım saat mola verildi)

Wednesday 22 February 2012

Sao Paulo'da ilk gun


 Sao Paulo'daki ilk gun oldukca turistik basladi. Praca de Se, Edificio Italia, Teatro Municioal gibi.... arada yagmur indiriyor ama hava 28 derece oldugunda, aninda ben de etraf da kuruyuveriyoruz...
Aksama turistik modumdan kurtuldum yalniz. Paulista'da CS (Couchsurfers) arkadaslarimla karnaval kapanis partisinde kutlamalar layikiyla halledildi.. Ancak tanistigim 10-15 arkadasimin adini ezberimde tutamamak ne olacak? Turk Barbaros haric... Isim unutma surem 30 sn filan.. acil cozum gerekli...
Bir acil gereklilik de ipad2 den foto upload edemiyorum bloga... bu konuda destek verebilen arkadasa cok guzel suprizlerim olacakkkk :)

Yarin sabah otobusle Rio de Janerio'ya geciyorum. Kankalarla bulusmaca... 6 saat surecek otobus yolculugum icin heyecanliyimm :)

Tuesday 21 February 2012

Yolculuk basladi

20 Şubat 2012 Bu sabah Türk Hava Yolları TK0015 ile sabah 10.45 te hareket ettik. Uçağın adı Akdeniz... Bu satırları da tam Akdeniz üzerinden Tunus'u geçerken yazıyorum. Uçuş toplam 13,5 saat sürüyor. Yanılmiyorsam 2004 yılında yaptığım Güney Kore-Seoul ucuşumun rekorunu kırıyorum, o 11 saat fılandi. Bugünlerde arkadaşlarımın uçuş esnasında twit atarak, instagrama yorum yazarak beni durumura uğratan THYnin kabiniçi wi-fi deneme yanını belki bu uçuşta da olur diye heveslenmiştim ama nafile.. Oranin saatiyle 20.35 te inecekmişiz, hava 25 derece, hafif yağmurluymuş.... Neeeeee yağmur mu, neredeyse bir tane mi kapalı ayakkabi aldim?!? Uçağa bindiğim andan itibaren yavaş yavaş haftasonun yaşanan sinir stres gerginlik azaldi.. (içtiğim şaraplardan mi ?) Uçakta karartma başladı.....

Friday 17 February 2012

TURKCELL'de son gun...


2 ocak 2006 gunu baslayan Turkcell macerasi az once sona erdi... 6 sene 1 ay saka gibi... Dun gece Babylon Lounge'da mini bir farewell party verdim.. Is cikisi cok sevdigim arkadaslarim beni yanliz birakmadi ve geldiler... Veda hediyesi cok bombaydi.. Pembe bir kutunun icinden neler neler cikmadi ki?!?! Sari vir brezilya tshirt, portekizce sozluk, rio d.j turist kitabi, tango donlar, anamas, muz , avokado gibi tropik meyveler, bir cuzdan ve en bombasi adina hazirlanmis fotografli brezilya kimlik karti.. Ben simdiden brezilyali ilan etti bunlar... Cok keyifli bir geceydi ve cokkkkkkkk alkollu!!!!!! Hepiniz cok seviyorum ya, dramatizasyon olmasin diye kosarak kactim ofisten.... Kafa cok garip sanki haftasonu basladi, ben pazartesi aynen ofise geri donecegim sanki... Cok buyuk degisimleri kaldirabil diye beyin herhalde durumu yok sayiyor :( bakalim hanyayi konyayi ne zaman anlicaz?.....

Thursday 2 February 2012

Öncü birlikleri önden gönderiyoruz. Kutlayalım!!!!

Dun gece Otto Sofyali'da Aysecigimin hem ise veda, hem Arjantin'e merhaba partisini yaptik. Sakin baslayan gece elbetteki sonunda yoldan cikti... Orta 1deki halimize geri donen bizler adeta cocuklar gibi sen idik... Sol bastan basliyorum kimler vardi, unuttuklarim affola.. Ayse, daniel, zeynep, olgun, deniz, vanina, yaprak, alican, elif o, soner, huma, idil, nihan, aylin, aylin s, nevzat, fikret, gunfer, arif, deniz, taygun, solen, halit, baris,fattish,seray, merve,aysim, murat, nisan, asli, tugba, hasan, pinar,ozer, askin, valerie, muzo... Bu hangoverla hatirlayabildiklerim bu kadar ama daha biiiiisuru kisi daha vardi. Otto'da bir donem kapaniyorsa eger, bu da layikiyla oldu. Bravo gencler!

Gurbet


Aricim, sevgili Kaan &Batuhan 'Gurbet' şarkınız bugün bir ayrı özel geldi. En çok da Ari'nin söylediği kısmı seviyorum galiba:

Bulutlar yarime selam söyleyin...
Kavuşmak gününüz yakınmış deyin...
Felek yardan ayrı koyduysa bizi...
Gurbet elde bir başıma neyleyim...
Yardan ırak yaşanır mı söyleyin...