Tuesday 8 May 2012

Machu Picchu

Hayaldi gerçek oldu... Bu yola ilk çıkarken Maccu Pichu'ya da çıkacaksın değil mi sorusundan biraz sıkılmıştım doğrusu.. Koskoca güney amerika kıtasını keşfetmek kadar büyük bir hedef varken, neden orada sadece bir hedef varmış gibi, herkes ilk onu soruyordu yani? İlk basta dur bakalım, belki oralara kadar uzamaz bile bu seyahat fikriyle TR'den vize bile almadan yola çıkmıştım hatta. Bugün oraya çıkmış ve de inmiş bir insan olarak, tüm laflarımı yutuyor, beni oraya gitmeye yönlendiren tüm tanıdıklara şükrediyorum... İyi ki rotamı değiştirip, 20 saatlik otobüs yolculukları yapıp, Brezilya'ya geri dönerek o vizeyi aldım.
İnsanlar turla gidince herşey daha kolay, ben oraya gidebilmek için çok ugrastım, o nedenle daha da mı bir değerli oldu bilmiyorum. Ama benzer seyahati yapanlarla konuşmalar, insanların yazıları, bloglarını okuyunca herkeste benzer bir his var. Macchu Pichu gerçekten Dünyanın Yedi Harikasından biri ve Güney Amerika'nın highlighti, zirvesi, nirvanası..

Yazmıştım zaten önce Cusco'ya ayak bastık, yanımda sevgili arkadaşım Ahu var, Sao Paulo'dan geldi, Peruda buluştuk, Lima'yı gezdik... Cusco'da günler sonrasının MP giriş biletini aldık, bence g.amerika için aşırı pahalı olan tren biletlerini ayarladık. Hedef 7 Mayıs günü güneşin doğuşunu MP tepesinde karşılamak. 6 Mayıs günü önce Aguas Caliantes köyüne muhteşem bir tren yolculuğu yaptık. Peru Rail ile sabah 8:45 te.  Burada turistler ve yerel halkın kullandığı tren farkli. O yerel halkın kullandığı ve muhtemelen ucuz olan trenin bilgilerine kolayca ulaşamıyorsun çok ilginç. Tren muhtesem, yanlardaki dev camlara ek olarak tavanlarda dağlari ve gökyüzünü görebildiğin camlar var. Hatta trenin en önündeki kondüktor kabinini minicik yapıp, trenin en önünüe da cam koymuşlar, rayları gorebiliyorsun. Hafif bir müzik, güzel ikramlar, nefis bir manzara, yemyeşil daglarda tünellerden geçe geçe, yandaki nehire baka baka 3 saat nasıl , ne zaman geçti anlamiyorsun. Aguas Caliantes köyunde bir gece uyumak zorundayiz çünkü sabah 5:00 te tepeye çıkan minibüsler oradan kalkıyor. Köye kara yolu ile ulaşım yok. Yemyeşil dev dağların arasındaki çok heybetli ve çoşkuyla akan bir nehrin etrafına kurulmuş, minik bir köy. Çok turistik ve malesef bu nedenle çok betonarme.

 Peru Rail Vistadome seferiyle Cusco-Aguas Caliantes(6 Mayis 2012) Tavanlardaki camlar cok ferahlatiyor.







Daglarin arasindaki Aguas Caliantes koyu

2010 ocak ayındanki selde köyle bağlı tüm yollar yıkılınca 2000 turist ve 2000 yerli halk helikopterlerle oradan alınıyorlar ve 4 ay MP kapaniyor. Eskiden merkezine helikopter inmesine izin verilen, içinde torenler yapılan MP, şimdi çok sıkı kurallar altında gezilebiliyor. Günde max 2500 kişi girebiliyor ve fotoğraflarda çokca bilinen karşışındaki tepe Huayna Picchu'ya günde sadece 400 kişinin çıkmasına izin veriliyor.

Biz de sabah 5:00 te pansiyonumuzda uyanıp, 5:30 da uzun bir minibüs kuyruğundan sonra 20 dakikada tepeye çıktık. Giriş biletleri isminize olduğu için pasaport kontrolü de var. Aguas Caliantes'ten 1.5 saatte, trekkingle , daği gece yola çıkıp tirmanıp MP'a ulaşan gençleri takdir ediyoruz ama benim için fazla iddiali. Haaaa tabi bir de Inca Trail var. Cusco'dan buraya 4 günde dağlarda, kamp kurarak yürüyerek gelenler....Ama Inca Trail yapabilmek için minimum 6-7 ay öncesinden kayit olmak gerekiyor. Trenle giderken dağın tepesinde Inca Trail'cileri görmüştük biz de...
İçeri girip, o fotoğraflarda beynimize kazınan görüntüyü görünce nefesim kesiliyor ( bu şimdilik mecazi anlamda) ama saat 7:00 grubuyla Huayna picchuya çıkabilmek için hızla antik kenti geçip tepeye ilerliyoruz, buraya geri dönüp uzun uzun tadını çıkaracağım zaten...
Huayna Picchu tepesinin yüksekliği 2,720 metre. Machu Picchu'dan 360 metre yüksekte yani. Dağın tepesinde tapinak var. İnkaclarin dini liderleri her sabah güneşin doğuşunu karşılamaya çıkarlarmış.( hergün bu tirmanis mı??? Deli olmalari, ermis olmalari, insan olmamaları lazim!)  Huayna Picchuya girişte tekrar kaydımız alıniyor, giriş saatimizle imza atiyoruz ki, sagsalim geri indiğimizi kontrol edebilsinler. Çıkış saatimizde imzayla alıniyor sonradan. Sağlık durumunuzun iyi olması konusunda ciddi uyari levhalarından nasıl bir işe kalkıştığımı anlamam gerekirdi. Nerdeyse 60-65 derece diklikte bir tepeyi, bazen ayağının sığmadığı basamaklardan çıkıyorum.. Bazı basamaklar 50-60 cm yükseklığinde. Kaç kere mola verdim, astım spreyimi sıktım saymadim. Fransız grubun verdiği coco yaprağı çiğnemek de işe yaramadı.. Bazı noktalarda dört et tırmanıyorsun. Zirveye varmadan önce kilolu bir insanin geçemeyecegi dar bir mağarada tünelden geçiyorsun. Amaaaa bütün kan, ter ve gözyaşına değen bir yerdeyim. Aşağida Machu Picchuu şehrini göremiyorum çünkü bir bulutun içindeyiz, daha dogrusu bulutun üstündeyiz. Bulut aşağıda, antik şehri görmemizi engelliyor. Arada bulut aralandıkça şehrin siluetini görunce çok heyecanlaniyorum. O kadar terden sonra zirve buz gibi, kat kat giyiniyorum. MP'a yiyecek içeçek sokmak yasak, ama dinlemeden çantaya atıstırmalık atın benim gibi... Kan şekerim düzeliyor, nefesim açılıyir... Sanırım 1 saat 15 dakika filan tırmanik.. 45 dakikaya yakın bir süre de zirvenin hazzını yaşayan bir grup insanız. Etrafımız yemyeşil dağlar ve onların eteklerine çökmüş pamuk gibi bulutlarla kaplı. Bir yandan orda kalmak,  bir yandan koşarak antik kentin içine girerek, sokaklarında yürümek, duvarlarını ellemek istiyorum. İniş de çıkış kadar zorlu çünkü çok dik ve dar merdivenler. Dağ da çok dik olduğu için, sürekli başım dönüyor. Aşağı uçmamak için sık sık durup dinleniyorum... Yükseklik korkusu olanlar, astımı, kalp, tansiyonu olanlar buraya yaklaşmayın!!!!!!



 Tirmanis basliyor, daha nasil bir yola ciktigimin farkinda degilim :)




Bu fotografta ben aslinda yere yatmis durumdayim.Ayakta degilim.Ucurum o kadar dik ve yuzlerce metre asagida ki!!!!!

Huayna Picchunun tepesindeki tapinak..



Tam asagida Machu Picchu sehri var ama henuz bulutlar cokmus durumda, sadec siluetini gorebiliyorum.


Sonunda aşağidayız, parkın dışına çıkıyoruz WC için, içerde en ufak bir tesis yok, süper bence! Yine pasaport kontorlüyle içeri girerken bu sefer antik kentin haritasını elimize alıp, kendimize rota çiziyoruz. Şehrın ana giriş kapısi, tepesindeki güvenlik evi, tapinaklar, tarlalar, zengın sınıfın ve kralların evleri.. Her yeri adım adım geziyoruz. Tabi saat 12:00 ye yaklaştığı için günlük 2000 turist de alana giris yapmış durumda. İngilizce anlatan rehberlerin yanına yaklaşıp yaklaşıp, hepsinden bazı bilgiler kapıyoruz. Biz kendimiz rahat rahat gezelim diye rehber almadık.
Inkalar 1450 de şehri kuruyorlar, önceden birkaç bilimadamının keşfettiğine dair bilgiler olsa da, Yale üniversitesinden amerikali bilim adamı Hiram Bingham'a  başka bir araştırma için bölgeye geldiğinde, 11 yaşında yerli bir çocuk dağın tepesinde gizli bir kent olduğunu 1911 yılında ona söylüyor...ve keşfediliyor...  Güney Amerika kıtasında İSTİSNASİZ nereye gittiysem, ispanyollar gelip, yerel tarihi ve güzellikleri yıkıp , zarar vermis, kendi kültürlerini getirmiş, ve şehrin ortasına ve her yere kiliselerini dikmişler. Dağların tepesinde, bulutların arasında gizli kent Machu Picchu ispanyolla tarafindan asla bilinmediği, bulunmadığı için çok şanslı ve bu kadar özel ve güzel... Inkaların ispanyollardan kaçmak amaçlı gizli olarak bu şehri kurduklari da başka bir inanış... Şehirde bulanan ve toplanan antik eserlerin çoğunu Yale üniversitesine taşımışlar ve halen orada. Peru hükümeti yılllardır geri almaya çalışıyor.
Şehir üst üste kesilerek koyulan taşlardan oluşan bir mimari ile yapılmış. Taşlar arası hiçbir beton/sıva benzeri birlestirici, yapıştırıcı madde yok. Taşlar o kadar geometrik ve ince hesaplarla kesilerek yerleştirilmiş ki, depremlere ve tüm doğal afetlere daha dayanıklı. Sehirdeki bir çok evin recontrcutionla geri tamamlandığı söyleniyor. Turistlerin evlerin gerçek hallerininin nasıl göründüğünü hayal edebilmeleri için...
Tepeye çıkıp, bin kusur turistin şehrin sokaklarında dolaşır halini görünce gerçekten bir zamanlar bu şehir yasarken ki mucizevi görüntüyü gözümde canlandirabiliyorum...
Tepe bir yerde yarım saat oturup şehri, ve sehir kadar belki de daha etkileyici etrafındaki dağları seyrediyorum...
Veee final, Aguas Calientes'e yürüyerek dağın içindeki orman yoldan aşaği yürüyelim diyor, minibüse binmiyoruz. Köye ulaşmak 1 saat 10 dakika filan alıyor. Çok ama çok yorgun, bitmiş halde ama çokkkkk mutlu ve huzurluyum.... Hayatımda hiç unutmayacağim birsey yaptim.
Not: bu yaziyi yazarken, ertesi gün vücudumdaki bütün kaslar bitmiş, tutulmuş, yüruyemez, yatar haldeyim.. Değer.....



Resmin ortasindaki beyaz giyinmis minicik adami gorebiliyor musunuz? 
Zirveye cikan yolun yarisi degil orasi daha!!!!


Machu Picchu sehri ana meydani






Sehri koruyan, en tepedeki guvenlik kulubesi arkada




Evlerden birini aslina uygun yeniden yapmislar...

 Donus yolunda, MP´dan asagi iniyoruz. Orman yolunda, bitik halde....
Ve mutlu son. Urumbaba nehrine , asagiya ulastik!!!!!!!!!!!

4 comments:

  1. offff offf elifk
    müthiş yani
    ı'm speechless !!!!

    ece ben :)))

    ReplyDelete
  2. sana helal olsun Elif
    pek çoğumuzun hayal edip , yapmaya cesatet edemediği bi işi gerçekleştiriyorsun.
    ailecek takip ediyoruz.
    iyi yolculuklar,sevgiler
    tolga (devrim'in arkadaşı :)

    ReplyDelete
  3. Eliiiif harikasın ben de ben de gitmek istiyorum Peru^'yaaaaaaaaaa
    fotoğraflarını bekliyoruz:)

    ReplyDelete
  4. Bloggerlar toplanıyor! Yazılarınızı gityat.com ' da paylaşabilir, kendi kanalızını kurabilirsiniz. Sizleri de aramızda görmek bizi çok mutlu eder

    ReplyDelete