Thursday 19 April 2012

Ayşecikle Santiago

Arkadaşım da geldi ya ohh :) Kısacık kalıyor ama olsun, ilk akşam Bella Vista'da yemek yiyoruz. Azul Profundo... Ayşe gelince kokoş moduma geri döndüm, özel odaya geçtik... Ben bir öyle, bir böyle... Ertesi gün Ayşenin şehirdeki tek günü o nedenle sabah 10:00 da Plaza de Armas'tan Free Walking Tour alıyoruz. Bu turlardan burada çok var. Kayıt olamdan, rezervasyon yapmadan buluşma noktasına gidiyorsun. Bir yerel rehber yürüyerek sehri gezdirip, anlatıyor. Ücret de tamamen gönlünden ne koparsa. Sabah 10'da kilisenin önüne gittik, rehberimiz Franco. Hem rehber hem müzisyen, tatlı ve komik bir çocuk... Bir kaç gündür şehirdeyim, gorüp de aklıma takılan ne varsa hepsinin cevabıni verdi bu tur. 4 saat sürdü. İspanyollarla yerlilerin en kanlı tarihçesini öğrendik önce. Sonra Pinochet öncesi ve onun askeri diktatörlük dönemini. Çok dikkatli, her açıdan anlatmaya çalıstığı çok belliydi. Benim bir gece tek başıma dolaşırken , az kalsın yanlışlıkla girmeye kalkıştıgım cafe'ler anlattı. Sehrin en merkezi yerinde 'cafe' logosu görüyorsunuz, içerden saat günün kaçı olursa olsun yüksek müzik sesi... Camlar da simsiyah. Ben tamamen bir striptiz clubu sanmıştım. Halbuki bunlar da alkol satılmıyor. Gerçekten sadece çay, kahve ve meşrubat var. Kadınların girmesi normalmiş... İCerde seksi bikinili kızlar servis yapıyormuş.. Bu nedenle bu yerlerin genel adi 'cafe with legs' Gün içinde sadece birkaç kez, ptron işareti verince kızlar full soyunuyorlarmış. Buna da 'happy minute' deniyor.. Tahilandaki happy ending geyiğini hatirlattı...  Başka çok sık görüp merak ettiğim sey, sokaklarda satılan tatlı mı, tuzlu mu oldugunu anlayamadığım, mısır bugday gibi bisili bir içeçek vardı. Yarısı Buğday taneleri dolu bardak, bizim bildiğimiz şeftali kompostosuyla dolduruluyor. Hrm serin bir içeçek olarak tatlı tatlı içiyorsun, hem da kaşıkla buğdaylarını yiyip karnını doyuruyorsun. Buğday öyle tatlı şeftali suyunun içinde olunca, bana aşureyi hatırlattı. Sevdim... Sonra meshur dondurmaci Emporio da Rosa gezdik, yüzlerce çesit abuk sabuk şeylerin de dondurmasını yaomakla ünlü... Balık dondurmasi, cheeseburger dondurması, veya mavi smurf dondurması gibi.... Abuk denemelerin dışında dondurmalari muhteşemmiş ama... Biberli çikolatali, zencefilli çilekli gibi bir sürü türu önce tel tek denetiyormuş ama vaktimiz yoktu... Bella Vista sonunda finikülere binerek santiagonun tepesine Virgin Mary heykeline çıkıyoruz. Arkada And dağlari asagida bütun şehir guzel.... Ünlü şairin Pablo Neruda'nin gemi seklindeki evini gezme dönüşe kaldı. Şairin Valparaiso ve İsla Negro'daki evlerini de görüp üçlüyü tamamlamayı düşunuyorum... Mercado centralde hayvan gibi deniz mahsülü yiyip günü bitiriyoruz....
 Adini unuttugum iste o bugdayli ve seftali hosafli :) icecek

 Dondurmaci Emporio Rosa
 Sair Pablo Neruda nin santiagodaki evi..
 Bella Vistadan Finikulerle tepeye ciktigimi dev Virgin Mary



 Ve o tepeden arkada And Daglari ile Santiago manzarasi
Mercado Centralde nefis ogle yemegi-- Kasar ve karidesli Empanada queso y camarones, inanilmaz!!!!

No comments:

Post a Comment