Tuesday 24 April 2012

Pablo Neruda.. Şili'de askeri darbe vesairee vesaireee

Isla Negra 
 Ne yalan söyleyeyim, çok bilmezdim Pablo Nerudo... Şili'li şair, diplomat, devlet adamı, sanatçı. 3 evi olmuş burda, hepsini müze yapmışlar, 3 yıl sürgünde yaşamış Komunist partisinin önde gelenlerinden diye.. 3 karısı olmuş... Matilda'nın saçlarının adını taşıyor Saniago'daki ev 'La Chascona' (fizzy hair demekmiş)  La Chascona en sıradan evi gibi geldi. Diğer evlerinde gore kötu vr bilgisiz bir rehber de verdiler mi başımıza... Allahtan önce diğer iki evini ( La Sebatiana ve Isla Negra) görmüştüm... Denizden korkan, yüzmeyi 48 yaşında öğrenen, ama denize aşık, evlerinin tümünü gemi şeklinde yaptıran, deniz kabukları, gemilerle başlayıp yüzlerce şiseyi, bardağı, böceğı, kelebeği,heykeli herseyi dünyanın her yerinden toplayıp koleksiyonuna katmış bir sanatçı.. Ama collectioner demezmiş kendine, thinger der imiş. Eşyaları topladığı için.. Ve her evinde çok özle barlar var... Santiagodaki evi La Chascona da 2 adet. Valparaiso'nun tepesinde kurulu La Sebastiana evinde barı da, yemek masası da, yatak odası da içinde yetenek olmayanı bile şair yaptırır.. Her zaman evinde arkadaşları ve yemeğe misafirleri olmasi, barlarınin boş kalmaması garip deggil... Ama Isla Negra'daki üçüncü evi var ya, kelimeler kifayetsiz. Bir kısmı gemi, bir kısmı tren vagonu gibi yaptırmış... Pasifik okyanusunun dalgaları adeta evin uzerine patlıyor. valparaiso'dan otobüse binerek 1,5 saat gidip, 1,5 saat dönmeme değdi. Keşke daha erken saatte gidip, saatlerce kalabilseydim dedim kendi kendime... Birçok ülkede elçilik yapmış. Evinde Frida Kahlo ve eşinin yaptığı Matilda resimleri var, kendisinin Pablo Picasso ile sarmaş dolas kanka fotoğrafları.. Woody Allen’in 'Midnight in Paris' filminde ana karater özlemini duyduğu döneme gidiverir ve tüm sevdiği sanatçıların aynı arkadaş çevresinde olduğunu görüp, onların arasına karışır. Ben de de ayni hissi yarattı bu evler..

 Isla Negra - Tren vagonu koridorlar ve koleksiyonlar
 Isla Negra - Deniz manzarali evin icindeki bar

 Santiago - La Chascona girisi
 Isla Negra´da sahip oldugu tek tekne, denize hic inmeyen
 Yatak odalari hep kaptan kosku gibi..
 Valparaiso La Sebastiana´da Matildanin makyaj masasi
 Valparaiso La Sebastiana
Isla Negra´da mezarlari Pablo&Matilda

Ama İsla Negra evinde gercekten çakılıp kaldım. Hava da kapalıydı. Deniz coşmuş, birtek onun sesi var... Ev sanki adam hala orada yaşıyormuş gibi capcanlı... 3 senelik sürgününde beş ayını geçirdiği Capri'deki günlerini de konu eden italyan filmi 'Il Postino'yu şu anda izlemek isterdim, hemen şu anda... Matildayla Caprideki fotograflarına baktım bügun.. En son İsla Negradaymiş, prostat kanseri... Ve tam da 11 Eylül 1973 askeri darbesini duyup fenalaşıyor, ve santiagoya hastaneye getirilip 4 gün sonra ölüyor.. Askeri cunta bütün evlerini dağıtıp, 18.000 kitaplık kütüphanesini sokakta yakıyor... Eşyalarının %30 harap ediyor darbeciler... Cenazesi küçük bir grupla gizlicr yapılıyor, çünkü her yer asker... 90 larda cenazesi taşınıp, Isla Negra da denize nazır gemi şeklindeki mezarına karısıyla birlikte devlet töreniyle getiriliyor.. Tam doğru zamanda ölmüş aslında..... Bu sabah 1973 askeri darbesini anmak, olanlari unutmamak için açtıklari Memorial müzesini gezdim. Çok modern bir binaya çok güzel bir müze yapmışlar. Bir katı sadece darbe gününü anlatiyor. Videolar, Cumhurbaşkanlıgi binasının bombolanmasının canlı gorüntuleri, o günlerdeki gazeteteler, cumhurbaşkani Allende'nin intarından birkaç dakika önce masasının altından yaptığı radyo konuşması... İntiharının görgü tanığının roportaji.. O kadar canli video, gorsel var ve dakika dakika işlenmiş ki, kendini 11 Eylül 1973'te darbeyi yaşadığını hissediyorsun....  İkinci bölümde askeri Pinochet döneminde yaşananlar. Cinayetler, kayıplar, hepsinin resimler asılı... Sanatcılar, aydınlar ya öldürülmüs ya kaçmiş zaten. Şehrin en büyük stadında yapılan işkenceleri anlatıyor bir kısım.. Iskence aletleri bile sergilenmiş. Acıyı, yaşananaları hissediyorsun, çoğu kısım ispanyolca olup anlamasan bile... Son kısımda askeri Pinochet rejiminin devamina 90 yılında yapilan halk refrendumu ve halkın NO diyerek Pinocheti istemediği gösterilerın belgselerlleri, vidoelari' fotografları... Ülkeye demokrasinin gelişi.. 90 yılında ayni stadda 7 yaşında bir kızın yeni cumhirbaskanina verdigi insan haklari kitabini, hem kitabi hem toreni izliyorsun son bölümde. Bu kadar uzak, ait olmadığım bir kültur ve ülke. Benim bile gözlerimden yaşlar akıyor son bölümde... Ne acayip kendi ülkemde olandan bitenden bu kadar haberim yok.. Askeri darbeleri konuşmayan, bilmeyen , öyle kayıp bir nesiliz... Aşağı yukarı aynı dönemlerde olmuş...  Bu müzede ise ortaaokul, lise öğrencileri gruplar halinde geziyorlar.. Çok yakın tarihlerini en gerçek haliyle ögreniyorlar. Çok kıskanıyorum onları... Günün üçüncü muzesi, GAM, Gabriel Mistral (kadın haklarının en önemli figuru bu ülkede, o da şair.. ) Askeri yönetim döneminde tam da Savunma Bakanlığı binasınin yanında çok çirkin, heyhülla gibi bir bina var. Askeri rejimin merkezi imiş, yani kötü anılarının şehrin içindeki koskoca bir göstergesi.. Ne yapmışlar ama.... Çok modern , çok büyük bir kültür sanat merkezi.. 2010 da yenilenip açılmış. Sergiler, cafeler, magazalar, dans stüdyolari, tiyatro, kütuphane, içinde yok yok... Muhteşem bir merkez.... Ben yine kıskançlıktan çatlıyorum.....

 MEMORIAL MUSEUM

 GAM Centro Cultural

No comments:

Post a Comment